OLMAYIŞININ ACISI

25.04.2015 02:45

Gözlerinin içine bakarak sana söylemek istediğim en güzel sözü nazımın bir cümlesiyle kulağına fısıldamayı isterdim..Ama söylersem ağlamaktan korktuğum için sakladım. Sana dair hiçbir güzel cümleye mimar olamamış ağzım şimdi tek bir cümleye ev sahipliği yapıyor.Şimdi bütün geçmiş zaman kiplerime meydan okuyarak en sevmediğim kelimeyle başlıyorum yazmaya. Ve keşke diyorum. Keşke yüreğimin senle dolu tarafını görebilseydin ve keşke nikotin gibi kanımda dolaştığını bilseydin. Sen hiçbir şeyi bilmemekle kal…Ben bildiklerimle acılar içindeyim.Sade,saf,katıksız bir acı bu,Kimsenin bu acıdan haberi yok senin bile. Karakterime yakışan bir acı. Karakterli bir acı bu, hiç kimsenin daha önce yaşayamadığı türden bir acı. Hem öyle bir acı ki bu acı diğer acıların dozajını düşürüyor. Bir çeşit narkoz gibi, afyon gibi, uyuşturuyor beni. Beni benden sürükleyerek götüren bir acı.Öyle bir acı ki bedene, ipin iğneyle kumaşa işlenişi gibi işliyor vücuduma. Bazı acıların işlenişi böyle derin ve sağlamdır.Sonsuza kadar bu acıyla kavrulacağımı biliyorum. Etin yüksek ateşin içerisinde zamanla kararması gibi bu acının ateşi içten başlayarak giderek dahada karartıyor beni. Dışıma ulaşana kadar çok çekiyorum. Hiç bir zaman bu acılara derman aramiyacağım.Ta ki en sonunda tüm hücrelerimle yavaş yavaş çürüyeceğim. Etim çürüyecek, kemiğim çürüyecek. Kafatasımı koruyabilirsem yeter onda olanı koruyacağım. Bir tek sen kalacaksın geriye, onu da tutabilirsem eğer