Henna Hakkında

 

O Kadar Güzeldi Ki , Anlatmaya Kalksam Yılların Su Gibi Akıp Gideceğini Çok İyi Biliyorum,,,

Aklıma geldiğinde yayılan sıcaklığı, dışarıda iki metre karı bile eritebililiyordu, Odamın bütün duvarlarında  yüzünü görüp,bana baktığını hissediyordum, Ve bu beni her gün hep aynı şekilde heyecanlandırıyordu, İçtiğim çayın şekeri, kahvaltımın her lokması oydu, Sevdiği şarkıyı başa alıp, defalarca dinliyordum, O şarkının her sözüne onunla ilgili bir anlam yüklüyordu, Yorucu  günlerimin sonunda hayali ile enerji doluyordum, Ve o enerji ile hiç dinlenmeden günlerce çalışabileceğimi hissediyordum , Uykudan yüzümde mutlu bir tebessüm ile kalkıp, benimle birlikte uyanan güne  onun adını veriyordum, Gün boyu saatleri, dakikaları sayıp neden geçmiyor bunlar? diye hayıflanıyordum,  Yazılarımı yazarken onu düşünmekten kendimi alamayıp, aynı satırları defalarca tekrar yazıyordum, Sonra ona aralarında yazdıklarımın en güzelini okutuyordum bunu yaptığımda ne kadar mutlu olacağını düşünüp keyifleniyordum, Onunla ilgili planlar yapıyordum, Sadece varsayımlara dayalı olsa bile, o planları mükemmelleştirmek için her ayrıntıyı dakikalarca düşünüyordum, Yüzyıllardır sevgililerin kullandıkları klasik sözcükleri benim duygularımı anlatmaya yetmediğini fark ediyordum, Ve yinede bunları söylemekten hiç ama hiç bıkmıyordum, Aşkımın coşkusunu ona yansıttığımda, onunda da bana aynı coşku ile karşılık vereceğini hissediyordum, Hayatının en anlamlı şeyi, ne ? diye sorduklarında tereddüt etmeden onun adını veriyordum, Allah ın en güzel en gösterişli hediyesiydi benim için.Evlendi sonra MİRAN isminde bir erkek çocuğu oldu..Mutlumu bilmiyorum gerçi mutsuz eden mutlu olurmu bilmiyorum... Çok uzun süredir görmüyorum onu aynı hastanede  çalışmamıza rağmen en son gördüğümde sol tarafıma kurşun saplanmış gibi olmuştum.Göğsümü tutarak eğile eğile nefes alamadan uzaklaştım oradan.Düşünsenize sonsuza kadar birbirimizi hiç göremeyeceğiz,  gözlerim bir daha onu hiç göremeyecek.Nerede ne yapıyorsun hiç bilmeyeceğim, nasıl bir ömür sürecek habersiz olacağım, bir daha hiç duymayacağım sesini, nefti bir yalnızlığa hapsolacağım ben, O hiç bilmeyecek.Yaşam gelip yaşam gidecek, ömür gelip ömür gidecek, insanlar gelip insanlar gidecek, ölüm gelip ölüm gidecek, O hiç gelmeyecek, hiçhiç görüşemeyeceğiz.Bu fikir çıldırtıyor işte, onulmaz bir yere sürüklüyor beni, bütün kapıların dışarısında bırakıyor beni.Sonsuzluğu düşündükçe göğüs kafesim daralıyor, dünya daralıyor ve beni içine hapsediyor.Giderek daralıyor bildiğim ne varsa ve beni ufacık bir kutuya sıkıştırıyor.Yüzü, öyle bir  yüzdü ki yüzlerin efendisidir gördüğüm ne varsa hepsinin efendisi, bir daha hiç bilmeyeceğim o yüzü.O yüz ki, artık yok olmuş gibi yok oldu hayatımda, bir daha hiç görmeyeceğim bir yüz, yüzlerin efendisi, efendimisss, sahibimiz.Delirmek, aklı başında yaşamaktan daha kolay olmalı, delirsem bir daha onu göremeyeceğimi düşünmek durumundan kurtulurdum, bütün düşüncelerim kaybolurdu.Bu kadar çok düşünmek beni delirme noktasına sürüklüyor zaten, yokluğu delirmek için iyi ve bulunmaz bir neden zaten.Onu göremedikten sonra neyi gördüğümün önemi yok, Onu göremedikten sonra neyi gördüğümün önemi yok.Önemini kaybediyor her varlık, giderek karamsarlaşıyor dünya, daraltıyor beni, ah bu delilik, uğrasa ya artık bana, bu yokluk düşüncesinden kurtarsa artık beni. Yada bir hayal o uğrasa bana bir............