SESİNDEN ÖPMEK
24.03.2015 13:33
Sesini öpmek istiyorum, bunun için hançere kadar uzanmam gerekir bunu araştırmalıyım. Hançer kadar derin bir yere inemem. Ama senin sesine şekil veren sadece ses tellerin olamaz, kalbinden gelen o ritimdir sana biçimini veren, ruhundan kalbine sızan o dokunuştur. Ben senin kalbini öpmek istiyorum. Kalbinin kırmızılığında bulmak istiyorum kendimi. Kendim olmak için kendimi sende bulmalıyım. Sen kalbini çıkar ben onu öpeyim. Sonra ses tellerini öpeyim. Sonra sesine şekli veren dudaklarını. Ben ses tellerini özledim.
Sesine bir biçim ver, ben artık onu görebileyim. Onun da havada dalgalanışı farkedeyim, ağır ağır kulağıma doğru yol alışına şahit olayım. Kim bilir ne güzel bir görüşünü vardır sesinin, dalga dalga yayılırken. Sesinin bir formu olsa, o form tıpkı sen gibi mi olur? Bir musiki gibi kulağıma geliyor sesin, onun bir biçimi olsa, ben onu görsem. Sesini görsem, sesinle olsam, seninle. Onu görsem, sesini görsem, seni görsem.
Ben sesini özledim, sesin kadar güzel bir sesi. Rüzgâr gibi, yağmur gibi, toprak gibi, çığ gibi, deprem gibi; sarsan, üşüten, korkutan, titreten, içine alan sesini. Ben sesinden başlıyorum özlemeye. Sesin özlemek için yaratılmış. Duymam için yaratılmış. Sarhoş olmam için yaratılmış. Ne şaraptır o, ne de bir afyon. İçinde ne ola bilmem amma göğe erişmem için yeterli. Nefi gibi uçuyorum belki semalarda, sesini duydukça.